“Kadınlık Durumu” İle İlişkisinde Hannah Arendt
Özet Görüntüleme: 93 / PDF İndirme: 277
DOI:
https://doi.org/10.5281/zenodo.7419787Anahtar Kelimeler:
Cinsiyet, kadın, kadınlık durumu, feminizm, kamusal alan, özel alanÖzet
Kavram ve kategorileriyle bir anlamlandırma pratiği olarak felsefe, az sayıda kadını düşünme arenasına kabul etmiştir. Bu nedenle, kadınlık durumuyla ilgili problemlerin kadınlar tarafından tartışılabilmesi zaman almıştır. 20. yüzyılın felsefe arenasında kendi düşüncelerini cesaretle ortaya koyabilmiş nadir filozoflardan biri olan Hannah Arendt bilinçli bir tercihle kadınlığı düşünce dizgesinin dışında tutmuştur. Fakat feminist hareketin ona yönelttiği eleştirilerin asıl nedeni, özel alan ile eylemin kamusal alanı arasında yaptığı katı ayrımdır. O, Antik Yunan polisinde olduğu gibi, kadının ev içinde ve ev işlerindeki durumunu meşrulaştırmakla suçlanmıştır. Gerçekten de Arendt, yeryüzünün yasası olduğunu söylediği insani çoğulluğu kurtarmak için bedeni feda ediyormuş gibi görünmektedir. Fakat bu feda etme, kadını veya kadınlığı aşağı görme anlamına gelmemektedir. Arendt, doğarlık ve insanın başlama yeteneği üzerinde ısrarcı olmuştur. Böylece, kadın ile erkek arasında varolduğu iddia edilen hiyerarşik ilişkiyi tersine çevirmeye çalışmak yerine insana ve insanın biricikliğine odaklanmıştır.