Edward Said’in “Mekânsal Dönüş”e Katkısı
Özet Görüntüleme: 270 / PDF İndirme: 167
DOI:
https://doi.org/10.5281/zenodo.7419546Anahtar Kelimeler:
mekân, mekânsal dönüş, Edward Said, hayali coğrafyalar, coğrafyanın tarihi ve felsefesiÖzet
Kökleri 1970’lere uzanan ve doruk noktasına 1990’larda ulaşan “Mekânsal Dönüş” (Spatial Turn) süreci bir girişim ve geçici bir ilgiden öte mekâna ilişkin ve mekânla ilişkili çalışmalarda esaslı bir yol değişikliği yaratmıştır. Bu süreç beşerî coğrafyanın sosyal teori ile yakınlaşma süreci olarak önceki dönemlerden farklı bir “mekân” tartışmasını içermektedir. Diğer yandan aynı süreci sosyal/beşerî bilim alanında “mekân”ı ortak bir araştırma nesnesi olarak gören disiplinlerin yakınlaşması, “mekânda buluşması” olarak da görmek mümkündür. Edward Said ise postkolonyal çalışmalar ve kültürel çalışmalar alanında mekânsal dönüşün başlıca müellifi olarak görülebilir. Said, kendi yaşam öyküsüyle dolayımladığı ilksel yaklaşımları ve coğrafi habitusunun öne çıkan varlığıyla ortaya koyduğu çeşitli kavramsallaştırmalarıyla (başlıcası “hayali coğrafyalar”) döneminin siyaset ve kültür anlayışına devrimsel bir katkıda bulunurken, aynı zamanda beşerî coğrafyanın da ihtiyaç duyulan güncel tartışmalara açılım imkânını yaratmıştır. Bu imkân sadece beşeri coğrafyaya yönelik olmayıp, mekân(sal)a yönelen ilgi ile dönemin eleştirel coğrafi perspektiften yoksun gelişen düşün alanı için de geçerlidir. Buradan hareketle mevcut Türkçe beşerî coğrafya literatürünün Said’in çalışmalarına yönelik farkındalığını artırmak ve mekânsal dönüşe olan katkısını görünür kılmak bu çalışmanın başlıca amacıdır. Bu bağlamda yöntembilimsel bakımdan Said’in Şarkiyatçılık (Orientalism-1978) ve Kültür ve Emperyalizm (Culture and Imperialism- 1993) isimli çalışmaları temel referans kaynaklar olarak seçilmiş olup, bu kaynaklar çeşitli makaleler, yazara ve yazınına ilişkin diğer akademik metinler, görüş ve notlarla desteklenmiştir. Yapılan değerlendirmeler ile Said’in “insanın yalnız kendi tarihini değil coğrafyasını da yaptığı” yönündeki yaklaşımıyla mekânın yapısal ilişkisel üretimi ortaya konmakta, kimlik ve hafıza ya da rasyonel olgular ile yüklenen toplumsal inşası anlamlandırılmaktadır. Ayrıca hegemonya ve iktidarın –tıpkı Doğu ve Batı örneğinde olduğu gibi- mekânsal temsili, temsilin (kolonyal) söylemle iç içe geçen yapısı serimlenmektedir. Sonuç olarak, Said’in coğrafi kavramsallaştırmaları güncelliğini korumakta ve hala küresel-yerel bağlamı tarihsel-coğrafi bir perspektifle açıklamada geçerli olmaktadır.