MYSTERIUM TREMENDUM TANRIYLA KARŞILAŞMAK YA DA TANRI’DAN ÖNCE “KENDİ”YLE OLMAK
Özet Görüntüleme: 118 / PDF İndirme: 93
DOI:
https://doi.org/10.5281/zenodo.7421193Anahtar Kelimeler:
Mutlak paradoks, umutsuzluk, tutkulu sevgi, kendi olmak, Gloria Dei, Deus revelatus/Deus absconditusÖzet
Tanrıyla her türden ilişkinin asli kaynağına yönelmek adına felsefi imana kulak vermenin ontolojik zorunluluğuna batmış bir çağı yaşamaktayız. Çağın krizi, Nietzsche’nin “Tanrı öldü!” haykırışında insan da dâhil olmak üzere tüm metafizik varsayımları da beraberinde götüren görkemli tinin, Gloria Dei olarak Tanrının, çöküşünde gizlidir. Peki, putları kırılmış modern dünyanın bu hakikat yoksunluğunda ne birini halen kendi olmanın mücadelesine çağırabilecektir? İnsan varoluşunun uğruna mücadele edebileceği geçerli bir anlamı var mıdır? Hangi evrensel ülkü onun hiçlik denizine batmış varlığı için bir çare ya da umut olabilir ki? Böylesi zor ve ciddi sorular için bize kalan tek bir şey vardır: Tanrıyla tek başına karşılaşmanın kararını üstlenmek ve onun önünde kendiyle olmanın açıklığına cesur ve umutsuzca çıkmak. Burada, bu kaygı ışığında Kierkegaard’ın mysterium tremendum’a ilişkin felsefi sorgulamasına kulak vererek Tanrıyla, Tanrının önünde karşılaşmanın gerilimli öyküsü poetik bir tartışma zemininde anlatısallaştırılacaktır.